VİZE GÖRÜŞMESİ

bundan sonra vize süreci başlıyor oda ayrı bir tuhaflık. gittik konsolosluğa ilk girişten aldılar o koridor gibi yerde bekliyoruz birşeyler oldu birileri koşuşturuyo içerde, içeri alımlar durdu ama ben tam kestiremiyorum neler dönüyo ama bir terslik var. dedim bizdeki şansa bak( galiba forumlar inceleniyomuş o yüzden aklımdan geçen senaryoları ilerideki vize görüşmelerimin akıbeti için paylaşmıyorum burda). mevzuyu sonra açıkladılar yangın tabkikatı yapmışlar oda bize denk geldi. neyse girdik içeri verdik belgeleri aldık sıra numarası bekliyoruz bu arada bende amerikanları kesiyorum bir kovboy edasıyla. acaba hangisine denk gelicez diye tahminlerde bulunuyorum. böyle yaşlı tontoş nur yüzlü bi amca takır takır veriyor vizeyi, iki tane genç adam, onlar biraz tutuyo watçıları ama kestiremiyorum vize veriyor mu vermiyor mu? en sağda bi somurtkan ablamız var takır takır basıyor düğmeye kimisi alıyor vizeyi çoğu alamıyor. dedim buna denk gelmesin 30 saniyede adam mı tartılır tontoş amca gelsin allahım diye dua ederken benim sıra numarası bu ablanın olduğu ekranda yandı söndü hayallerimde aynı şekilde ( öyle hep işin düşünce dua edersen pek dikkate alınmıyosun tecrübeyle sabit). ama dedim şimdiden moral bozmak olmaz gidiyim bi konişiyim yiğit er meydanında belli olur. hi dedim sırıtıyorum salak salak maksat pozitif görünmek yüzüme bile bakmadı aldı belgeleri dedi bilgisayarın var mı var dedim ne zaman aldın dedi iki yıl önce dedim kaç paraya aldın dedi 1000 lira dedim ne zaman mezun olucan dedi 2017 dedim. bende kendi kendime heyecanımı yeniyim diye oyalıyo biraz ısındırma amaçlı derken vizen onaylandı demez mi? ben bi dumur oldum noluyo lan şakamı diye, toplasan 30 saniye sürmedi mülakat. elime belgelerimle vizen onaylandı kağıdını verince, benim belgeleri alıp çıkmam bir oldu hani yanlış söylediyse bile bulamasın beni ben kaçiyim söz ağızdan bikere çıkar der yatarım mevzunun üzerine diye asansöre kadar halay çeke çeke gittim elimde vizen onaylandı belgesi halay mendili niyetine

UÇUŞ VE İLK GÜNLER
gün geldi çattı sabah 6 da uçak. ben akşam biraz uyur çıkarım diye düşünürken arkadaşlar uğurlamaya geldi uyuyamadım o gece havalanına gittim ama düşücem yere uykusuzluktan. duty free yi görünce bende uyku falan kalmadı yaptım ordan stoğumu atladım uçağa ama hostesler uyutmuyo paso bişi getiriyo. aktarmamızıda yaptık fransadan boston uçağında komple uyudum. amerikaya indiğizde bende uykudan eser kalmadı jetlag yaşamamak için sizde böyle yapabilirsiz tecrübeyle sabit. neyse sorgudan geçtik arkadaşla buluştum orda o amsterdamdan geldi( ahmet diyelim adına). atladık trene istikamet rhode island ordan block island. trenden indik taksi tutucaz birine dedik bize taksi çağırırmısınız bizde amerikan hat yok biz çağıramıyoruz. adam dedi nereye biz dedik point jurith. demez mi isterseniz ben sizi bırakiyim ben oraya yakın oturum. istemezmiyiz lan hay allah razı olsun diyip atladık arabasına. ilk bi düşünmedik değil adam bizim böbreklere talip olmasın iki avel genciz amerikaya ilk defa gelen köyden indim şehire misali, bi tahta valizimiz eksik, arkadaşta dedi sakatlık çıkmasın diye bende bi duraksadım arabaya binmeden sonra adama baktım ve arkadaşa yok lan istesek biz bu adamın böbrekleri alırız bişi olmaz dedim başladık yolculuğa. adamla bir kanki olduk adam yol üstü evini gösteriyo oğlunun arabasını gösteriyo yolda kızıyla karşılaştık arabadam selam ettiler birbirlerine aradı telefonla bizi anlatıyo falan. bu arada ben ona sigara veriyorum turkish tobacco, the best in the world diye sigarada kırmızı lm adamda kendi sigarasından veriyo bak bu organik falan diye bende really falan diyomda içimden sigaranın organiği ne lan diyorum. adam izmariti dışarı atıyo ben diyorum yangın çıkarmıyalım adamda yangın çıkıncaya kadar biz gitmiş oluruz diyo. adam italyan asıllıymış benziyo biraz bizim memleketlilere. neyse bıraktı bizi feribota bizde teşekkür ettik atladık feribota. o adamın ismini hatırlayamadım şimdi şöyle içten bi teşekkür edemedim sizin huzurunuzda bir daha teşekkür ediyorum adama sağ olsun son anda yetiştirdi feribota taksiyi beklesek büyük ihtimal kaçırıcaktık feribotu bir gecelik otel parası bize patlıcaktı. neyse indik feribottan geldik 3,5 ay çalışacağımız adaya başladık patronun dükkanını aramaya bi süre sonra bulduk bulmasınada dükkan kapalı haydaa tel yok bişi yok nasıl bulcaz biz bu adamı sadece ismini biliyoz oda job offerden. neyse orda dururken adamın biri geldi tanıştık lakabı candy man şekerci dükkanı işletiyo. dedik işte biz bu adam için çalışıcaz(adına big boss diyorum) ama bulamıyoruz oda ben ariyim onu falan derken bu gördü bizim patronu
bağırdı big boss işçi bekliyomusun diye. bizim patronda demez mi yoo beklemiyorum. başımdan kaynar sular döküldü bütün dolandırılma senaryoları gözümün önünden geçti. ahmet girdi araya bizi derya işe aldı türkiyeden geldik diye. big boss da ha tamam takip edin beni dedi biraz soğuk biri. aradı deryayı bizi bi otele yerleştirdi sonra derya geldi yolculuk nasıl geçti falan filan o ciddi kadından eser yok baya sıcak. dedi akşam şuraya gidicez yorgun değilseniz sizde gelin ben tamam dedim bi duş alalım biz, deryada dedi bir saat sonra gelirim. ben duş aldım üstümü giydim yatağa uzanıp aldım elime telefonu annemlere haber veriyim whatsapptan diye. o ara uyuya kalmışım sabah uyandım.