Özelleştirme

Efendim devletin kaynakları özelleştirmelerle peşkeş çekiliyormuş...

Yesinler seni... Bu BATILI ÜLKELER ENAYİ Mİ?

Batılı ülkelerde adalet ve savunma alanlarının dışında her alan ÖZEL SEKTÖR'ün elinde...Özelleştirme politikalarına ayak direyen kör zihniyetin hakim olduğu Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 5000 dolar civarındayken bütün alanlarını özelleştirmiş Batı'da mesela İtalya'da kişi başına düşen milli gelir 39.000 dolar.

Yani özelleştirmelere karşı çıkanlara göre Türkiye refah ülkesi olacaksa Batı'nın bu ekonomik gelişmişliğini ne ile açıklayacaklar çok merak ediyorum...


ABD'nin dış ticaretinin dünyaya açılan kapısı olarak görülen NEW YORK limanı DUBAİ şeyhi El Makdum'a özelleştirildi.

İETT garajını El Maktum'a özelleştirenler sözde muhalifciklerin nazarında vatan haini ilan ediliyor.Peki bu Newyork limanını özelleştiren ABD'liler geri zekalı mı?

ABD'liler biliyor ki bu limanı işleyecek sermaye gücüne ve teknik alt yapıya en iyi sahip olan El Maktum'dur.Dolayısıyla bu limanın verimini yükseltebilecek bütün enstantenelere sahip olması El maktum'a Newyork limanının satılmasını zorunlu kıldı.

Bizde de İETT Garajı El Maktum'a yatırım amaçlı özelleştirildi.Böylelikle El Maktum hem sermaye hem de teknik alt yapısı ve teknolojisi ile Türkiye'ye yatırım yapacak.Bu yatırımını yaparken de istihdamı yine Türk işçilerinden sağlıyor.Yine yatırım yaptığı sektörle vergisini bu ülkeye veriyor.


Özelleştirmelere karşı çıkan bir de sözde kemalistler var.

Yahu EL İNSAF....

Mustafa Kemal bile 1921 yılının kasım ayında çıkardığı bir kararnameyle Ereğli Demir-Çelik tesislerini İtalyanlar'a özelleştirmiştir.Neden?

Çünkü ciddi anlamda Türk müteşebbislerinin eksikliğinin hissedilmesi neticesinde Atatürk hem sermayeyi çekmek hem de teknoloji transferini gerçekleştirmek ve de İtalyanlarla yaptığı bu müşterek anlaşmayla İtilaf kuvvetleri arasında ikilik oluşturma stratejisi ile özelleştirmeyi gerçekleştirmiştir.

Bu kemalist bozuntuları Mustafa Kemal'in döneminde yaşasaydı kesinlikle Atatürk'ü de VATAN HAİNİ ilan eder ve gazetelerinde "ÜLKEYİ SATTI" demogojileriyle her türlü hakaretleri yağdırırlardı tıpkı bugün Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan'a yaptıkları gibi...

Mustafa Kemal Atatürk 1920'li yıllarda yapılan İzmir İktisat Kongresinde "Türkiye'nin refah bir ülke olma yolundaki azmi özelleştirme politikalarında sağladığı terakki ile birleşince müreffeh bir ülke oluruz" demesine rağmen hala özelleştirme politikalarına gösterdikleri muhalifetliği Atatürk ile örtmeye çalışma simsarlığını gösteren KÖR zihniyet ATATÜRKÇÜ değildir...
Bugün Türk müteşebbislerimiz Dubai'de milyon dolarlık yatırımlar yaparken bizim ülkemize yatırım için gelen ve sermayesini,teknolojisini yanında getiren yabancı müteşebbislere kapıları kapatıyoruz.

Bu siyasi duruş eski komunist ve totaliter yönetimler zamanında ki DEMİR PERDE ÜLKELERİNDE söz konusu olan siyasi anlayışla paralelik gösteriyor...


Kaynakların kıtlaştığı ve bu kaynaklara nazaran nüfusun arttığı bir dünya da bütün kaynakların devlet gibi ""HANTAL"" bir mekanizmanın elinde toplanması o devletin halkına ZULÜMDÜR...Devlet hızla çoğalan nüfusa oranla kıtlaşan kaynakları özel sektör gibi etkili ve verimli bir şekilde kullanamaz.

Özelleştirmeler neticesinde devlet ekonomi alanından elini çekerek mesela gıda sektöründeki kurumlarını özelleştirerek piyasaya yeni aktörleri dahil eder.Böylece BİFANIN yanında ETİ onun yanında da ÜLKER olunca bu firmalar ürünlerini halka satmak için fiyatları düşürücek ve kaliteyi arttırıcaktır.

Batılı ülkeler özelleştirme politikalarını SOSYAL DEVLET İLKESİ kapsamında mütalaa etmişlerdir.Özelleştirilen sektörlerde malın pazarlanabilmesi açısından fiyat düşüşü ve maldaki kalite artışı halkın refah düzeyine katkı sunar ki zaten bunun kanıtı gelişmiş BATILI ÜLKELERİ....


Zaten bu özelleştirilen kurumları devlet kendi kurduğu denetleme kurumlarıyla da gözlem altında tutuyor.Yani Tedaş,Medaş gibi elektirik üretim ve dağıtım tesisleri özelleştirilirken bu kurumların halkın çıkarlarını gözetmeyen icraatleri hem devletin kurduğu EPDK ('Enerji Piyasaları Düzenleme Kurulu) hem de Türk yargısınca denetlenmektedir..Ayrıca devlet ANAYASAYA göre zor kullanma tekeline sahip tek organdır.Olası bir durumda zaten devlet bu özelleştirdiği kurumları kanundan aldığı yetkiyle kamulaştırma hakkına sahiptir.

AKP ülkeyi sattı gibi koftirikten eleştirilerin tutarlı tek bir tarafı yoktur...Bu tür eleştirileri beyan edenlerin özelleştirmeler hususunda daha çok kitap okuyup çok mürekkep yalaması gerekiyor..bol keseden konuşmaalım ..