makroklima'yı bir türlü tanıyamadım. Saçları beyaza çalan bir kişi gördüm o da iri yapılı, deri ceketli ve gözlüklüydü. 5 lira çarçur oldu gittiİlk defa bir konsolosluk tecrübesi yaşadım. İstinye'nin o güzel manzarasına kurulmuş kale misali bir yer. Prosedürler şöyle işledi; 1.Bahçe güvenliğinin telefon araması ve isim-randevu saati kontrolü 2.İkişerli sıralar halinde kaleye alınış 3.Über yapılı Amerikan-Türk bir Bodyguard'ın pasaport kontrolü ve montların x-ray den geçişi 4.Uzayda hissi uyandıran uzun koridor ve asansör 5.Ahan da ne oluyor dedirten mekan evrak kontrolü-vize işlemleri-belge teslimlerinin gerçekleştiği tek salon, büyük, mübarek oda. Orada bir Türk'e belgelerinin eksik olup olmadığını kontrol ettiriyosun tamamsa zımbayı basıyor ve sıra numarası verıyor görevi bu. Bir adam da orada hisse senedi alar-satar gibi elinde telsiz siz kaç numarasınız siz niye bekliyosunuz. siz onu şunu yaptınız mı? gibi watçılara direktiflerde bulunuyor.Tabi ondan da bir göz check-in'i almanız gerekiyor
Banka gişesi fakat kurşun geçirmez el girmez bölümlerin yanında oturyosunuz sıranızı bekliyosunuz. İlk sıra gelişinde Türk bacımıza evrakları veriyosunuz çük kadar o gözlerden sonra ikinci sıranızı bekliyosunuz sonra tekrar sıranız geldıgınde parmak ızı verıp belgelerınızı alıyorsunuz sısteme neyın gırıyorlar. sonra geldı vıze sıranızı beklemede geldı mı geldı. boyle tabı surat gulucuklerle dolu hi! how are you! diyosunuz tabi vize görevlisi görev vermiyor senin kuru kıcının selamına mı kaldık der gibi neyse. soyle dıyor where do you live in turkey?, where are you studing?, what's major name?, where will you stay in usa? ve did you read this document? o dokunman da Human Anti-trafficking Pamphlet belgesi he okudum şunu anlatıyor diyosunuz sonra yıne gulucukler tabıkı de. Ahan da ımzayı attı, mendebur dıyosunuz. ıcınıze ıcınıze sevınıyosunuz, fısekler atıyor, zaman duruyor ama etrafınıza bakıp bi ıhı ıhı cektıkten sonra hıc bısey olmamıs gıbı Türk kadının yanında gidiyosunuz size ımzalı verdıgı belgenızı pasaport neyın her seyle verıyosunuz o da sıze anlasmalı oldukları ups kargo ıle belgelerınınızın sıze yollanagını soyluyor. yıne o uzun sessız korıdorları gecıp cıkıp gıdıyorsunuz. Iste bana olan bu oldu
![]()





					
						
 İlk defa bir konsolosluk tecrübesi yaşadım. İstinye'nin o güzel manzarasına kurulmuş kale misali bir yer. Prosedürler şöyle işledi; 1.Bahçe güvenliğinin telefon araması ve isim-randevu saati kontrolü 2.İkişerli sıralar halinde kaleye alınış 3.Über yapılı Amerikan-Türk bir Bodyguard'ın pasaport kontrolü ve montların x-ray den geçişi 4.Uzayda hissi uyandıran uzun koridor ve asansör 5.Ahan da ne oluyor dedirten mekan evrak kontrolü-vize işlemleri-belge teslimlerinin gerçekleştiği tek salon, büyük, mübarek oda. Orada bir Türk'e belgelerinin eksik olup olmadığını kontrol ettiriyosun tamamsa zımbayı basıyor ve sıra numarası verıyor görevi bu. Bir adam da orada hisse senedi alar-satar gibi elinde telsiz siz kaç numarasınız siz niye bekliyosunuz. siz onu şunu yaptınız mı? gibi watçılara direktiflerde bulunuyor.Tabi ondan da bir göz check-in'i almanız gerekiyor
					
					
					
						
  Alıntı
Bookmarks